“Arı” dendiğinde çoğumuzun aklına ilk belkide sadece bal gelir. İşin ilginç yanı ise bal dendiğinde hemen kafamızda emsalsiz tadı olan bal şekilleniverir. Aslında arı dediğimiz bu mucizevi varlık sadece bal üretmez. En az bal kadar, belki belli konularda baldan çok daha üstün başka gıdalarda üretir. Bunlar arı sütü, polen ve içlerinde en az bilineni olan propolistir ya da diğer adı ile arı yapışkanıdır (bee glue). Bu yazımızda propolisin ne olduğunu ve insana ne tür faydalar sağlayabildiğini paylaşacağız.
Propolis nedir?
Propolis oldukça sert , arıların bitki reçinelerinden ve özlerinden toplayarak kovanlarındaki açık ya da çatlak kısımları kapatmak ve kovanı sterilize etmek için ürettikleri resinöz bir maddedir. Arılar virus ve bakterilerden etkilenmezler, bu konu her ne kadar hala araştırma konusu olsa bile nedeninin propolisten kaynaklandığı tezi kabul görmüştür. Bunun yanında kraliçe arının yumurtalarını bıraktığı kutucukların üstü ince bir propolis astarı ile arı tarafından kapatılır.
Propolisin içeriği nedir?
Bahsettiğimiz üzere arının belli ağaç ve bitkilerden topladığı reçineleri kendine haz özümsemesi ile oluşur. Önemli oranda magnesyum, kalsiyum, fosfor, potasyum , B1 ve B2 vitaminleri, beta karoten ve P Vitamini (bioflavonoid) içerir.
İçeriğindeki en önemli olan ve propolise gücünü veren madde bioflavonoid’dir. Bu madde insandaki kılcal damarların ve bağlayıcı dokuların güçlenmesi için çok önemlidir. Bunun yanında vucüdün C vitaminini emmesini ve bunu kullanmasını kolaylaştırır. Solunum yolları enfeksiyonlarını , kanayan diş etleri, ağız yaraları , damarlardaki varisler ve daha birçok hastalığın tedavisi için çok enemli bir etkendir. Bu nedenle sağlık sektöründe ve özellikle ilaç üretiminde yoğun olarak kullanılır.
Propolis antiviral, antibakteriyel, antiseptik ve antifungaldır.
Propolis bir dönemler “Rus penisilini” olarak isim yapmıştı. Bunun nedeni Rus bilimadamlarının propolis üzerinde yaptıkları önemli çalışmalardır. Bu çalışmalarından en önemlisi propolis verdikleri bir grup tavşanın , propolis verilmeyenlere göre hastalılı hücrelere karşı çok daha dayanıklı olduklarını ispatlamalarıdır. Hatta ve hatta yapılan çok sayıdaki denemelerde propolis verilen hayvanların , sadece antitoksin verilenlere göre dahi, hastalıklara karşı kat ve kat dayanıklı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Belkide propolisin en büyük özelliği bilinen antibiyotiklerden çok çok daha etkili ve güvenli oluşudur. Propolis’in yan etkisi, toksik etkisi yoktur. Birçok antibiyotik gibi insan vücüdunda bulunan faydalı bakterileri yok etmez. Bu nedenle doğada bulunan en güçlü antibiyotiğin propolis olduğu bilim dünyası tarafından kabul görmüştür.
Propolis tercihi ve temini
Öncelikle şunu belirtelim, her propolis aynı kalitede değildir. Bitkilerin reçineleri salgılama oranlarının ve çeşitliliklerinin yüksek olduğu bölgelerdeki propolisler daha iyidir. Bu bölgeler özellikle kuzey iklimleridir. Özellikle Kanadanın bazı bölgelerinde elde edilen propolislerin en iyi propolisleri olduğu söylenebilir.
Türkiyede üretilen propolislerde oldukça kaliteli olmakla birlikte, ülkemizde genelde ithal propolis satılmaktadır. Bunun nedeni dışarıdan ucuz , kalitesi düşük propolis getirilebilmesidir. Propolis toz, sıvı ile karıştırılarak, tablet şeklinde yada saf olarak temin edilebilmektedir. Gerçekbal olarak sadece kendi arılarımızdan elde ettiğimiz sınırlı sayıdaki saf propolisi dileyen ziyaretçilerimize max 200 gram (mümkün olduğunca fazla kişiye verebilmek için) olarak gönderebileceğiz. Saf propolis sıcak su içinde eritilerek ya da ağızda emilerek kullanılabilir. Yapışkan olduğu için çiğnenmemesi gereklidir. Günde bir ya da iki defa 500mg propolis tüketmek yeterlidir.
Wednesday, November 23, 2011
Katkısız Bal Olur mu? | Organik Bal
Bu soruya peşinen vereceğimiz cevap evet kesinlikle olur.
Arıcılar , hem arılarının daha kuvvetli olması , hem de daha çok bal üretimi yapabilmek için , arılarına besin takviyesi olarak şeker veya şekerli katkı maddeleri vermektedirler.
Piyasada satılan balın çok büyük bir kısmı bu şekerli ballardan oluşmaktadır. Maalesef artık arıya şeker vermek sıradan bir davranış olarak görülmektedir. Hatta verilen şekerin azlığı çokluğu kıyaslanarak , arıya şeker verilir ama az verilmesi gerekir düşüncesi benimsenmiştir.
Peki ; şeker verilmeden de bal üretilebilir mi? Evet üretilir. Az üretilir , çok değerli olur , ticari olarak sürdürülmesi , bu piyasa şartlarında zordur. Ama üretilmesi mümkündür. İşte biz balımızın 0 ( sıfır ) şeker ile üretildiği konusunda size garanti veriyoruz ve bununla gurur duyuyoruz.
Diyebilirsiniz ki , arıya neden şeker veriliyor da saf bal üretimi tercih edilmiyor? Arıya şeker verilerek alınan balın miktarı , şeker verilmeden , organik üretim yapılınca üretilen baldan 5-10 kat daha fazladır. Bu da sanırım bu soruya net cevabı vermektedir.
Kaldı ki , mevsimsel şartların olumsuz olması durumunda örneğin aşırı soğuklar , kışın uzun sürmesi , aşırı sıcaklar , kuraklık , rüzgar, don , fırtına , çekirge sürüleri vs gibi olumsuz etkenler saf bal üretimini olumsuz olarak etkilemektedir. Arıların kovan içinde sağlıklı olmaması , üşümesi , hastalanması , kovan dışına çıkmakta zorlanması , çıktığında da yeterli gücü bulamaması , bulsa bile bal toplayacağı çiçeklerin yetersiz olması sözkonusudur. Oysa arıya şeker verdiğinizde , arı çok az miktarda çiçek nektarı toplamış olsa bile bunu şeker ile harmanlayarak bal üretebilir ve bal rekoltesi yüksek miktarlarda olur.
Subscribe to:
Posts (Atom)